Yapılandırma ile nitelik değişmez

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

2022/1134

2023/575

24.5.2023

KANUNİ TEMSİLCİ SIFATIYLA DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ

(Yapılandırılan Borçların Tespit Edildiği Şekilde Süresinde Ödenmemesi veya Eksik Ödenmesi Halinde Yararlanma Hakkı Kaybedileceği – Yapılandırma Öncesi Eski Duruma Dönülecek Olup Bu Nedenle Yeni Bir İşleme Gerek Kalmaksızın Takip İşlemleri Kaldığı Yerden Devam Edilebileceği)

ÖDEME EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ

(Kanuni Temsilci Sıfatıyla Düzenlenen – Vergi Borçlarının Yapılandırma Tarihi İtibarıyla Nitelik Değiştirip Yeni Bir Borç Haline Geldiği Yönündeki Değerlendirmede Hukuki İsabet Bulunmamakta Olup Ödeme Emrinin Diğer Yönleriyle Hukuka Uygunluğu İrdelenerek Karar Verileceği)

BORÇ YAPILANDIRMA

(Kanuni Temsilci Sıfatıyla Düzenlenen Ödeme Emrinin İptali İstemi – Yapılandırılan Borçların Tespit Edildiği Şekilde Süresinde Ödenmemesi veya Eksik Ödenmesi Halinde Yararlanma Hakkı Kaybedileceği / Yapılandırma Öncesi Eski Duruma Dönülecek Olup Bu Nedenle Yeni Bir İşleme Gerek Kalmaksızın Takip İşlemleri Kaldığı Yerden Devam Edilebileceğinin Gözetileceği)

213/m.10

6552/m.73/10-a

ÖZET :Dava; asıl borçlu limited şirket tarafından satışı yapılan araçlardaki vergi oranının eksik hesaplandığından bahisle re’sen tarh edilen ve tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Yapılandırılan borçların tespit edildiği şekilde süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde yararlanma hakkı kaybedilecektir. Bir başka deyişle yapılandırma öncesi eski duruma dönülecek olup bu nedenle yeni bir işleme gerek kalmaksızın takip işlemleri kaldığı yerden devam edilebilecektir. Bu itibarla vergi borçlarının yapılandırma tarihi itibarıyla nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği yönündeki değerlendirmede hukuki isabet bulunmamakta olup ödeme emrinin diğer yönleriyle hukuka uygunluğunun irdelenerek karar verilmesi gerekir.

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Asıl borçlu şirket … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından 2004 yılında satışı yapılan araçlardaki vergi oranının eksik hesaplandığından bahisle re’sen tarh edilen ve tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği kamu alacağı asıl borçlu şirket tarafından 26/12/2014 tarihli dilekçeyle 6552 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kapsamında yapılandırılmıştır.

Anılan nedenle taksitlendirilen ve bir kısmı ödenen vergi borçları yapılandırma tarihi itibariyle nitelik değiştirip yeni bir borç haline gelmiştir. Yapılandırma sonrası asıl borçlu şirketin ödemediği bakiye borcun tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla davaya konu ödeme emri düzenlenmiştir.

Bu durumda ödenmeyen borç açısından şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenip tebliğ edildikten sonra bu tutar üzerinden şirket malvarlığına haciz konulması ya da hacze rağmen alacağın tahsil edilememesi durumunda kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesi gerekirken bu işlemler yapılmadan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.

Davalının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemini reddetmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 26/11/2021 tarih ve E:2018/5471, K:2021/5211 Sayılı kararı:

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu‘nun “Mükellefin Ödevleri” başlıklı ikinci kitabında mükelleflerce yerine getirilmesi gereken ödevler ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, “Kanuni Temsilcilerin Ödevi” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği açıklanmıştır.

Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen ve kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.

Öte yandan 6552 Sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 73. maddesinin ( 10 ) numaralı fıkrasının ( a ) işaretli bendinde bir takvim yılında iki veya daha az (2014 takvim yılı için bir) taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 Sayılı Kanun’un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılacağı, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla ( 2014 takvim yılı için birden fazla ) taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu durumda yapılandırılan borçların tespit edildiği şekilde süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde yararlanma hakkı kaybedilecektir. Bir başka deyişle yapılandırma öncesi eski duruma dönülecek olup bu nedenle yeni bir işleme gerek kalmaksızın takip işlemleri kaldığı yerden devam edilebilecektir.

Bu itibarla vergi borçlarının yapılandırma tarihi itibarıyla nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği yönündeki değerlendirmede hukuki isabet bulunmamakta olup ödeme emrinin diğer yönleriyle hukuka uygunluğunun irdelenerek karar verilmesi gerekirken istinaf isteminin reddi yolunda verilen temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Daire bu gerekçeyle Vergi Dava Dairesi kararını bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davaya konu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, asıl borçlu şirketten amme alacağının tahsil edilemediğinin vergi borcunun yapılandırılmasına dair mevzuat hükümlerinin ihlali sonucunda açıkça ortaya konulduğu belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR: HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

1- ) Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- ) … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- ) Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

24.05.2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X- ) KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*