Vergi Dairesinin tebligatı SMS ile bilgilendirme zorunluluğu yoktur.

Vergi Dairesinin tebligatı SMS ile bilgilendirme zorunluluğu yoktur.

İdarelerce muhataba elektronik tebligat sistemine kayıt sırasında bildirilen mobil telefon veya elektronik posta adresinden herhangi birine veya her ikisine birden bilgilendirme mesajı gönderilebileceği öngörülmekle, ancak bilgi mesajı iletilmesi zorunlu kılınmamıştır. Mesajı gönderilmemesinin tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemez.

Danıştay 4. Dairesi  2020/4150 Esas,  2022/9241  Karar

Kararın tam metni;

T.C.

DANIŞTAY

4.DAİRE

2020/4150

2022/9241

27.12.2022

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı şirket adına, vadesi geldiği halde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemelerince 10/04/2019 tarihinde verilen ara karar ile davalı idareden, davacı adına düzenlenen vergi ceza ihbarnamelerine ilişkin olarak yapılan elektronik tebligatın usulüne uygun bir biçimde yapıldığını gösterir bilgi ve belgelerin istenildiği, idarece dosyaya sunulan belgelerden, şirketin 16/11/2015 tarihinde elektronik tebligat talep bildirim formunu doldurduğu, bilgilendirme tercihlerini kısa mesaj servisi ve e-posta olarak işaretlediği, vergi ceza ihbarnamelerinin elektronik yolla tebliğ edildiğinin davacı şirketin bildirdiği cep telefonuna kısa mesaj olarak gönderildiği hususunun davalı idarece ortaya konulamadığı, sms gönderimine dair belgenin dosyaya ibraz edilemediği, bu durumda, davacı şirketin bildirim formundaki talebine uygun olarak bilgilendirme yapıldığı idarece kanıtlanamamış olup, olayda, davalı idarece dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelere ilişkin olarak usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligattan söz edilemeyeceğinden vergi borcunun kesinleştiğinden bahisle borcun tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin 26/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, bakılan davanın ise 19/02/2019 tarihinde açıldığı, bu haliyle öncelikle süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, esas yönünden; işlemler zincirine dahil bir işlemdeki hukuka aykırılığın, işlemin bu nedenle idari yargı yerince iptal edilmiş olması hali dışında, bu işleme dayanılarak yapılan kendisinden ayrılabilir nitelikteki sonraki işlemi hukuka aykırı kılmasının söz konusu olamayacağı, tarh işlemine karşı açılacak davalarda ileri sürülebilecek iddiaların ödeme emri aşamasında incelenemeyeceği belirtilerek temyiz isteminin kabulüyle Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Dava konusu ödeme emrinin 26/10/2017 tarihinde davacının elektronik posta adresine gönderildiği, 213 Sayılı Kanun’un ilgili hükmü gereği dava konusu ödeme emrinin 5 (beş) gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, dolayısıyla dava açma süresinin son gününün 07/11/2017 tarihine rastladığı, bakılan davanın ise 19/02/2019 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulüyle Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE :

Anayasa’nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacağı, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Maddedeki bu sınırlama, kamu idarelerine tanınan yetki uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelere karşı açılacak davalarda, öncelikle yasada belirlenen sınırların aşılıp aşılmadığının; belirlenen sınırlar dahilinde kullanılan yetkinin de, yine Anayasanın 73. maddesinde ifade edilen ”verginin yasallığı” ilkesi ile aynı maddenin 1. fıkrasında, “herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür” biçiminde ifade edilen “vergilendirmede eşitlik” ilkesine ve 10. maddesinde açıklanan “yasa önünde eşitlik” ilkesine uygunluğu yönünden yargısal denetime tabi tutulmasını öngörmüştür. 125. madde hükmü ile öngörülen amaç, bu ilkeler dışında ve/veya bu ilkelerle bağdaşmayacak ölçütlerle yapılacak yargısal denetimin, idarenin takdir yetkisinin, hiç veya gereği gibi kullanılamaması gibi Hukuk Devletinde istenmeyen bir sonucun doğmasına neden olmasının önüne geçilmesidir.

6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde de; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği ; 8. maddesinde, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik edileceği belirtilmiştir.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği, elektronik ortamda tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.

Yasa ile verilen yetkiye dayanılarak, vergi idarelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 Sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esasların belirlenmesi amacıyla 456 Sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlanmıştır.

27/08/2015 tarih ve 29458 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 456 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “6. Elektronik Tebligatın Gönderilmesi ve Muhatabına İletilmesi” başlıklı bölümüne 19/10/2019 tarih ve 30923 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 511 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 3. maddesiyle eklenen düzenlemede; kendisine elektronik ortamda tebligat yapılacak muhatap tarafından elektronik tebligat sistemine başvuru sırasında veya daha sonra bildirilen mobil telefon numarasına ve/veya e-posta adresine, kendisine gönderilen tebligata ilişkin bilgilendirme mesajı gönderilebileceği, bilgilendirme mesajının herhangi bir nedenle muhataba ulaşmamış olmasının tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemeyeceği belirtilmiştir.

Düzenlemenin dayanağı olan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesiyle, tebliğe elverişli elektronik adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılacak kimselere, tebligata ilişkin olarak ayrıca bilgilendirme yapılacağına ilişkin bir kural getirilmemiş, tebliğe konu evrakın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarih esas alınarak, öngörülen beş günlük sürenin tamamlanması, tebligatın yapılmış sayılması için gerekli ve yeterli görülmüştür.

Nitekim, anılan maddenin 2. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru neticesinde Mahkeme, muhatabın elektronik ortamda tarafına iletilen tebligattan haberdar olabilmesinin internet vergi dairesi aracılığıyla kendi elektronik adresine erişim sağlamasına ve dolayısıyla elektronik adresini kontrol etmesine bağlı olduğunu, bu bakımdan itiraz konusu kuralın, muhataplara öncelikle elektronik posta adreslerini belirli aralıklarla kontrol etme yükümlülüğü yüklediğini, anılan yükümlülüğe beşer günlük aralıklarla uyulduğu takdirde hukuki yollara başvuru süresi yönünden herhangi bir hak kaybının olmayacağını ifade etmiştir. (AYM, E:2018/144, K:2019/72, 19/09/2019)

İdarelerce muhataba elektronik tebligat sistemine kayıt sırasında bildirilen mobil telefon veya elektronik posta adresinden herhangi birine veya her ikisine birden bilgilendirme mesajı gönderilebileceği öngörülmekle, idarelerce muhataba ayrıca bilgi mesajı iletilmesine olanak tanınmış, ancak bilgi mesajı iletilmesi zorunlu kılınmamıştır. Bu bakımdan, söz konusu bilgilendirme mesajı gönderilmemesinin tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemeyeceği açıktır.

Uyuşmazlıkta, dava konusu ödeme emrinin 26/10/2017 tarihinde davacının elektronik posta adresine gönderildiği, 213 Sayılı Kanun’un ilgili hükmü gereği dava konusu ödeme emrinin beş (5) gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, dolayısıyla dava açma süresinin son gününün 07/11/2017 tarihine rastladığı, bakılan davanın ise 19/02/2019 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden aksi yönde verilen Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

  1. Temyiz isteminin kabulüne,
  2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 27/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*