Serbest muhasebecilerin müşterek ve müteselsil sorumluluğu

Serbest muhasebecilerin müşterek ve müteselsil sorumluluğu

ÖZET        : Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.

Serbest muhasebecilerin müşterek ve müteselsil sorumluluğundan söz edilebilmesi için çalışma konuları içinde yaptığı ve yapması gereken işler dolayısıyla, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması ve bunun neticesinde vergi kaybı meydana gelmiş olması gerekmektedir.

Davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunda, dava konusu ödeme emirleri içeriği borcun, beyannamelerde yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmadığı yönünde bir tespit yapılmadığı, davacının sorumluğunu doğuracak hususların açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı, mükellefçe kendisine verilen bilgi ve belgelerden farklı olarak muhasebe kayıtlarına aykırı biçimde kayıt yaptığına veya kayıtları mali tablolara yansıtmadığına yönelik tespitlere yer verilmediği görüldüğünden, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali gerekmektedir.

T.C.

DANIŞTAY

9 DAİRE

2022/1630

2023/1865

23.5.2023

ÖDEME EMİRLERİNİN İPTALİ İSTEMİ

(Davacı Hakkında Düzenlenen Görüş ve Öneri Raporunda Ödeme Emirleri İçeriği Borcun Beyannamelerde Yer Alan Bilgilerin Defter Kayıtlarına ve Bu Kayıtların Dayanağını Oluşturan Belgelere Uygun Olmadığı Yönünde Bir Tespit Yapılmadığı Davacının Sorumluğunu Doğuracak Hususların Açık ve Somut Bir Şekilde Ortaya Konulamadığı Mükellefçe Kendisine Verilen Bilgi ve Belgelerden Farklı Olarak Muhasebe Kayıtlarına Aykırı Biçimde Kayıt Yaptığına veya Kayıtları Mali Tablolara Yansıtmadığına Yönelik Tespitlere Yer Verilmediği – Ödeme Emirlerinin İptali Gerektiği)

SERBEST MUHASEBECİLERİN MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORUMLULUĞU

(Serbest Muhasebecilerin Müşterek ve Müteselsil Sorumluluğundan Söz Edilebilmesi İçin Çalışma Konuları İçinde Yaptığı ve Yapması Gereken İşler Dolayısıyla İmzaladıkları Beyannamelerde Yer Alan Bilgilerin Defter Kayıtlarına ve Bu Kayıtların Dayanağını Teşkil Eden Belgelere Uygun Olmaması ve Bunun Neticesinde Vergi Kaybı Meydana Gelmiş Olması Gerektiği)

GÖRÜŞ VE ÖNERİ RAPORU

(Davacı Hakkında Düzenlenen Görüş ve Öneri Raporunda Ödeme Emirleri İçeriği Borcun Beyannamelerde Yer Alan Bilgilerin Defter Kayıtlarına ve Bu Kayıtların Dayanağını Oluşturan Belgelere Uygun Olmadığı Yönünde Bir Tespit Yapılmadığı Davacının Sorumluğunu Doğuracak Hususların Açık ve Somut Bir Şekilde Ortaya Konulamadığı Mükellefçe Kendisine Verilen Bilgi ve Belgelerden Farklı Olarak Muhasebe Kayıtlarına Aykırı Biçimde Kayıt Yaptığına veya Kayıtları Mali Tablolara Yansıtmadığına Yönelik Tespitlere Yer Verilmediği – Ödeme Emirlerinin İptali Gerektiği)

3568/m. 1, 2, Mük.227

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olan davacı adına, …’a ait vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının, …’ın 2017 ve 2019 dönemleri arasında muhasebe işlemlerini takip ettiği, beyannamelerini verdiği, idarece mükellefin sahte belge düzenlediği tespit edilmiş ise de ; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesine göre davacının mükellefle birlikte müteselsil olarak sorumlu tutulabilmesi için asıl mükellef adına yapılan tarhiyatın; defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkması gerektiği, olayda ise, söz konusu ödeme emri içeriği borçların, beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmadığı yönündeki tespitlerden kaynaklanmayıp, muhasebecilik hizmeti sunulan mükellefin komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaparak kazancını gizlediği görüşünden hareketle bulunan matrahlar üzerinden yapılan tarhiyata dayandığından, anılan madde uyarınca davacının sorumluluğundan söz edilmesine olanak bulunmadığından davacı adına müşterek ve müteselsil sorumluluk nedeni ile düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava dosyasında yer alan (Uyap sistemine kayıtlı) bilgi ve belgeler ile mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; davacının hizmet sunduğu şahıs adına 2017 yılı için verilen katma değer vergisi beyannamesi ile 6.171.396,31-TL matrah toplamı beyan edilmiş iken yine davacı tarafından mükellef adına düzenlenen Ba-Bs formlarında aynı yıl için 46.176.293,00-TL beyanda bulunulduğu, aynı farklılıkların 2018 ve 2019 yılları içinde geçerli olduğu yani 2018 yılı için toplam 5.973.293,29-TL katma değer vergisi beyanına karşı 52.851.813,41-TL Ba-Bs beyanı ve 2019 yılı içinde 1.973.049,00-TL katma değer vergisi beyanına karşılık 23.953.306,16-TL Ba-Bs beyanında bulunulduğu, asıl borçlu mükellefin ticari kapasitesi ve mevcutları göz önünde tutulduğunda çok sayıda işçi çalıştırması ve gelir elde etmesi mümkün değilken bu işlemlere dayalı belgelerin kayıt altına alınarak beyanların davacı tarafından yapıldığı, asıl borçlu mükellefin yüksek cirolarla çalışıyor gözükmesine rağmen banka, çek vb hesap hareketlerinin muhasebe kayıtlarında olmaması hususunun şüphe uyandırmasına rağmen davacı tarafından bu durumun göz ardı edilmesi, davacı ile mükellef arasındaki sözleşme bitmiş olmasına rağmen Kasım-Aralık/2019 dönemlerine ait beyannamelerin davacı tarafından veriliyor olması gibi hususlar dikkate alındığında bilerek kullanıldığı veya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun anlaşılabileceği açık olan belgelerin yasal defterlere aktarılmak suretiyle vergi kaybına yol açmasından, meslek mensubu olarak müteselsil sorumluluğunun bulunduğu anlaşılan davacı hakkında, asıl amme borçlusu yönünden kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen vergi ve cezalar için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararını kaldırıp davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Bölge kararında mükellef ile arasındaki sözleşme bitmiş olmasına rağmen Kasım-Aralık/2019 dönemlerine ait beyannamelerin tarafından veriliyor olması sorumluluk sebebi olarak gösterilmişse de temyiz dilekçesinin ekinde sunmuş oldukları sözleşme fesih evrakından mükellef ile arasındaki sözleşmenin bittiği tarihin 31/12/2019 tarihi olduğunun görüleceği, mükelleflerin ticari faaliyetlerinde banka hesaplarını kullanma zorunluluğunun sadece mükellef tarafından kendisine verilen belgelere göre beyan vermekle yükümlü olan meslek mensuplarını ilgilendirmeyeceği, meslek mensuplarının vergi inceleme veya banka gibi resmi kuruluşlardan bilgi isteme yetkilerinin olmadığı, SGK bildirimlerinde çalışan sayısının yüksek olmasına rağmen SGK tahsilat tutarının çok cüzi tutarda olduğu veya bazı yıllarda hiç olmadığı hususlarının gerekçe gösterilerek davanın reddedildiği ancak SGK ‘lı çalışanların mükelleflerin direkt kendi e-devletlerine gelen şifreler ile kayıt edildiği, bu hususta da sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, mükellefle birlikte müteselsil olarak sorumlu tutulabilmesi için asıl mükellef adına yapılan tarhiyatın defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkması gerektiği iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olan davacı adına, …’a ait vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu‘nun 1. maddesinde kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak düzenlenmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinin A bendinde, muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusunun, gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin, genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr, zarar tablosu ve beyannameleri ile ilgili diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işler yapmak olduğu belirtilmiştir.

3568 Sayılı Kanun’un serbest muhasebeci, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu‘nun mükerrer 227. maddesinde ise, meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıdaki düzenlemelerin değerlendirilmesinden, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerin sadece imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri anlaşılmaktadır.

Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunun incelenmesinden; muhasebe hizmeti verilen … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, söz konusu mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı, komisyon karşılığı sahte belge düzenlediği, meslek mensuplarının bilerek kullandıkları veya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden miktar ve tutar itibarıyla işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerden sorumlu olacakları belirtildiğinden davacının ilgili dönemlerde vermiş olduğu beyannameler nedeniyle sorumlu tutulması gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.

Yukarıda anılan hükümler uyarınca, serbest muhasebecilerin müşterek ve müteselsil sorumluluğundan söz edilebilmesi için çalışma konuları içinde yaptığı ve yapması gereken işler dolayısıyla, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması ve bunun neticesinde vergi kaybı meydana gelmiş olması gerekmektedir.

Olayda, davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunda, dava konusu ödeme emirleri içeriği borcun, beyannamelerde yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmadığı yönünde bir tespit yapılmadığı, davacının sorumluğunu doğuracak hususların açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı, mükellefçe kendisine verilen bilgi ve belgelerden farklı olarak muhasebe kayıtlarına aykırı biçimde kayıt yaptığına veya kayıtları mali tablolara yansıtmadığına yönelik tespitlere yer verilmediği görüldüğünden, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali gerekmektedir.

Öte yandan gerek davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunda gerekse temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında davacının mükellef ile arasındaki sözleşme bitmiş olmasına rağmen Kasım-Aralık/2019 dönemlerine ait beyannameleri verdiği ifade edilmişse de temyiz dilekçesinin ekinde yer alan … tarih ve … sayılı TÜRMOB antetli sözleşmenin feshine ilişkin belgeden, davacı ile mükellef arasındaki sözleşmenin 31/12/2019 tarihinde feshedildiği anlaşılmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

Davacının temyiz isteminin kabulüne,

… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23.05.2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*