Masraf Yansıtma Bellerinde KDV

MASRAF YANSITMA BEDELLERİNDE KDV

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;”

-1/1 maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,”

hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, yapılan masrafların aynen aktarılmasına yönelik olarak düzenlenecek yansıtma faturasında, yapılan giderlerin KDV’ye tabi olup olmadığı hususu dikkate alınacaktır. Yapılan masraf yansıtma bedellerinin KDV’ye tabi olmaması halinde KDV hesaplanmayacak, masraf yansıtma bedelleri KDV’ye tabi ise giderin tabi olduğu oranda faturalandırılacaktır.

***

VERGİ BORCUNUN TÜZEL KİŞİNİN MAL VARLIĞINDAN TAHSİL EDİLEMEMESİ HALİNDE, 6183 SAYILI KANUNUN MÜKERRER 35’İNCİ MADDESİNE GÖRE TAKİP EDİLMESİ, DAVANIN REDDİ SONUCUNU DOĞURMAZ.

Vergi Mahkemesi kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35 inci maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve Cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edileceği,

Vergi Usul Kanununun 10. maddesi uyarınca da; tüzel kişilerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağının hüküm altına alındığı, olayda, Anonim şirketin vadesi geçmiş vergi borçlarının 6183 sayılı kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca ödeme emri ile davacıdan istenildiği; ancak vergi ve buna bağlı alacaklarda kanuni temsilcilerin takibi için uygulanacak madde özel hüküm olan Vergi Usul Kanununun 10. maddesi olup, 6183 sayılı kanunun mükerrer 35. maddesi ancak diğer amme alacakları için uygulanabileceğinden davacının 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesine göre ödeme emri ile takibinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.

Bülent KAÇAR

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*